Ertugrul Bircan Copur

May 28, 2021

2021'den kimi albümler - 29 Mayıs

Selam.

Son bültenden beridir biraz canım sıkkın. Sağ kulağımda düşük frekansları duymamı engelleyen bir problem baş gösterdi ve henüz tedavisi olup olmadığı belli değil; eğer doktor ilk teşhisinde haklıysa hayatım boyunca belli önlemlerle ancak dengede tutabileceğim bir hastalık hatta. Hayattaki en büyük zevklerinden birisi müzik dinlemek olan birisi için oldukça can sıkıcı bir durum bu elbette. En azından artık müzik zevkim kötülendiğinde "olabilir, duymuyorum ki zaten doğru dürüst" diye işin içinden çıkabilirim belki, haha.

Neyse, bu bültenin amacı kişisel dertlerimi dökmek değil - güzel müzikler paylaşmak. Kusura bakmayın. Bu hafta çok güzel albümler var aşağıda, ve çoğunun kapakları da güzel olduğu için bol sanatlı bir nüsha oldu. İyi dinlemeler!

a3549957364_10.jpg


ESOCTRILIHUM - Dy'th Requiem For The Serpent Telepath (bandcamp)

Tek kişilik Fransız black metal projesi ESOCTRILIHUM son yıllardaki favorilerimden kesinlikle, takip edenlerin belki dikkatini çekmiştir. İstikrarlı bir şekilde her yıl bir albüm çıkartan ve bu açıdan oldukça üretken diyebileceğimiz projenin albümlerinin kalitesi de benzer bir istikrarla arttı gitti hatta. Geçtiğimiz yılki harika „Eternity of Shaog“un üzerine çok bir şey konmamış bu defa; ancak yine de çok iyi bir iş var karşımızda. Deneysel denebilecek ölçüde fazla varyasyonlu bir black metal yapan Asthâghul kendini hiç kısıtlamayıp tam yetmiş altı dakikalık bir beygirlik koymuş ortaya. Ne yapıp edip dinleyin.

a2654953462_10.jpg


DORDEDUH - Har (bandcamp)

Yaptıkları bir sürü işi uzun uzadıya övdüğüm DORDEDUH elemanlarının (bir buraya bakınız, bir de buraya örneğin) yeni albümü „Har“ gruptan uzun bir sessizliğin ardından karşımızda. İlk albümleri için yazdığım birçok şeyi yine buraya da yazabilirim; herhangi bir şekilde kalitelerinden ödün vermeden, bestelerinin ya da icraların bir yanında kolaya kaçmadan muazzam bir istikrarla üretmeye devam ediyorlar. „Har“ ne kadar atmosferik black metal kabul edilebilir tüm zenginliğiyle bilemiyorum - artık epeyce türler üzeri işler yapıyorlar bence. Ne gözle bakarsanız bakın harika bir metal albümü göreceksiniz, en azından onun sözünü verebilirim. Neredeyse her NEGURA BUNGET ve DORDEDUH albümünde olduğu gibi yine çıktığı yılın en iyi üç-beş albümünden biri şimdiden. Yukarıda bağlantılarını verdiğim kritiklerden birinden bir alıntıyla kapatayım: „bu adamları orada burada, yerli yersiz övün lütfen“.

a2268118165_10.jpg


OLA ENGLUND - Starzinger (bandcamp)

„Bu adam sürekli black metal övüyor" dememeniz için araya aldığım albümlerden biri „Starzinger“ haha. Şaka bir yana, büyük olasılıkla THE HAUNTED’dan tanıyacağınız gitarist OLA ENGLUND’ın solo projesini ben baya keyifli buluyorum normalde pek tarzım olmamasına rağmen. Tamamen enstrümantal bir albüm „Starzinger“ (bu arada üçüncü defa albümün adını yazdım ve üçünde de önce otomatikman „Stargazer“ yazıp sonra düzelttim). Çello, keman gibi enstrümanlarla zenginleşse de elbette karşımızda çok büyük ölçüde bir gitar şovu var. Projeyi keyifli bulmamın sebebi gitar işçiliğinin kendini tatmin seviyesine çıkmaması ve bestelerin gerçekten beste gibi olması bir yandan da tabii. Eğer progresif metal seviyorsanız bir göz atın.

a3048292810_10.jpg


KANONENFIEBER - Menschenmühle (bandcamp)

Tekrar black metal’e dönelim hemen. Bültenin bu sayısının gizli hazinesi KANONENFIEBER, Almanya’nın müthiş isli birası ile meşhur Bamberg şehrinden bize top tüfek saldırıyor. Birinci dünya savaşını konu edinen ve bu savaş ile ilgili ses kayıtlarıyla bezeli „Menschenmühle" (insan değirmeni) dinleyiciyi şaşırtmaktan ziyade savaşın insan hayatına olan vurdumduymazlığını yansıtmayı misyon edinmiş kendisine. Son dönemin en hızlı yükselen gruplarından olan Kanadalı PANZERFAUST'a oldukça benzettiğim atmosferiyle KANONENFIEBER de henüz bu ilk albümüyle bence isim yapacaktır bir nebze de olsa. Bunun da tek kişilik bir proje olduğunu ekleyeyim.

TERAMAZE - Sorella Minore (bandcamp)

Avustralyalı progresif oluşum TERAMAZE, „Sorella Minore“ ile büyük hayaller kurmuş, onu henüz albümün açılış parçasından görmek mümkün. Hem de epeyce mümkün, zira albüm ile aynı adı taşıyan açılış şarkısı tam yirmi beş dakika kırk altı saniye sürüyor. Açık konuşmak gerekirse albümün bir teması var mı, şarkı sözleri neler anlatıyor falan gibi araştırmalar yapmadım - grubun bir miktar dînî tandansları da olduğu için çok içimden gelmedi açıkçası; ama bunlardan bağımsız olarak karşımızda epeyce sağlam bir progresif rock/metal albümü olduğunu söyleyebilirim. Bir önceki albüm „I Wonder“ ile birlikte vokal görevini tamamen devralan Dean Wells genel olarak oldukça hoşuma giden vokal melodileri yazmış „Sorella Minore“de ve icra olarak da iyi bir yerde duruyor. Yine türü ilgisi olanların seveceği tarzda bir iş.

a3151902190_10.jpg


NEPTUNIAN MAXIMALISM - Solar Drone Ceremony (bandcamp)

Bu albüme geçmeden önce: NEPTUNIAN MAXIMALISM'in geçen yıl çıkarttığı 130 dakikalık şaheser „Éons“u dinlediniz, değil mi? Dinlemediyseniz bültene kısa (değil, uzun) bir ara verip önce şuradan o albümü dinleyip gelin hemen. Tribal, saykadelik jazz yapıyor denebilir grup (ya da kendi deyimleriyle: kolektif) için kabaca ama birçok metal grubundan daha metal bir atmosfer bulacağınızı söyleyebilirim. „Solar Drone Ceremony“de de ayrı bir cinslik peşinde koşmuşlar; ilk E.P.’leri olan „The Conference of the Stars“tan aynı isimli on beş dakikalık şarkıyı alıp, canlı bir performansla yeniden yorumlamışlar ve ortaya elli iki dakikanın üzerinde bir ritüel çıkmış. Epeyce drone etkileri de görebileceğiniz, halüsinatif maddelerle etkisi birkaç katına çıkabilecek bir eser gibi sanki. Yatırım tavsiyesi değildir, ama olabilir de.

IMPURE WILHELMINA - Antidote (bandcamp)

THE SMITHS seviyor musunuz? Ben zerre sevmiyorum. MORRISSEY iyiden iyiye kafayı yiyip ırkçı bir şarlatan haline gelmeden önce de sevmiyordum, sonrasında da takdir edersiniz ki sevmeye başlamadım. Ama denyo müzisyenlerin müziğini sevdiğim de oluyor aslında, grubu ya da MORRISSEY’in solo işlerini sevmememin sebebi tamamen kendisinin vokalini dayanılmaz bulmam. Sanıyorum ki ben azınlıktayım bu konuda ve IMPURE WILHELMINA’nın bu kadar seviliyor olması da tekrar bir kanıtı gibi bunun. Evet odadaki devasa filden bahsediyorum demin beri: vokalist Michael Schindl’in ses rengi MORRISSEY’e inanılmaz benziyor. Ve girizgâhtan sonra tahmin edebileceğiniz üzere ben bu grubu da dinleyemiyorum vokallerden dolayı. Dinleyebilmek de isterdim aslında; KATATONIA ayarında güzel, karanlık, depresif bir rock yapıyorlar ve hem „Antidote“un, hem de bir önceki albüm „Radiation“ın aldığı notlara bakarsanız bunu baya iyi yaptıklarını da görebilirsiniz. Benimle aynı gemide değilseniz koşup dinleyin derim o yüzden.

Bu albümleri de ekleyince yıllık listem şu şekilde oluştu şimdilik: https://world.hey.com/ebcopur/kabaca-sirali-rastgele-liste-muzik-21-2bec8a49

---------

Evet, bu haftalık da bu kadar. Her zamanki gibi eğer ilgisini çekecek eşiniz dostunuz varsa iletmeyi, onlar da bültene kaydolana kadar kendilerini rahatsız etmeyi ihmal etmeyin. Hatta Twitter adresime de beklerim.

Yüksek sesli kalın.